RAMAZAN AYI VE SİGARA
Tütün kullanımı önlenebilir hastalık ve ölüm sebeplerinin en önde gelenlerinden biri olup sigara artık herkes tarafından zararları bilinen bir üründür. Tütün dumanında 6 binden fazla zararlı kimyasal madde vardır ve bunların 70’den fazlasının kansere yol açtığı bilinmektedir. Sağlık alanında meydana getirdiği sorunların başında yer alan hastalıklar hemen her organ ve sistemi etkilemektedir. Bu hastalıklar arasında akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, akciğer kanseri başta olmak üzere pek çok kanser sayılabilir.
Bilindiği gibi sigara yalnız içeni değil, aynı ortamda bulunanı da öldürmektedir. Sigara dumanına maruz kalma, gerçek bir sağlık tehdididir. Bilimsel veriler, kapalı ortamda sigara dumanına maruz kalmanın sigara içmeyen insanlarda da kalp krizi ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ortaya koymaktadır.
Sigara dumanının verdiği zarar bebek ve çocuklarda, erişkinlere göre daha büyüktür. Pasif sigara dumanından en çok etkilenen grup da bebekler ve çocuklardır. Akciğerleri henüz gelişmekte olan çocuklar sigara dumanın zararlı etkilerine karşı çok daha hassastırlar. Yapılan çalışmalar, çocukların sigara dumanına maruz kalmasının akciğerin gelişimini olumsuz etkilediği ve birçok hastalığa yol açtığını ortaya koymuştur. Tütün dumanına maruz kalma sonucunda bebeklerde ve çocuklarda ani bebek ölümleri, astım vakaları, çocukluk dönemi kanserleri, orta kulak enfeksiyonları dâhil olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları her yıl artış göstererek ortaya çıkmaktadır.
Sigaranın sağlık üzerindeki zararları saymakla bitmediği gibi güzel dinimiz İslamiyet açısından da çok güzel bir davranış olarak tanımlanamayacağı da aşikardır.
Şöyle ki; Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimde, "Kendinizi elinizle tehlikeye atmayın..." (el-Bakara 2/195) buyurulmuş, yine Peygamber efendimiz tarafından da, "Ne doğrudan zarar verme ne de zarara zararla karşılık verme vardır" (İbn Mâce, "Ahkâm", 17; el-Muvatta', "Akzıye", 31) diyerek bir kimsenin kendine ve başkalarına zarar vermemesinin temel bir dinî ilke olduğu vurgulanmıştır. Sigaranın hem içene hem de çevresinde bulunan kimselere zarar verdiği göz önüne alınınca hem Allah (c.c) hakkının, hem de kul hakkının birlikte ihlâl edildiği söylenebilir.
Yine, Peygamber Efendimiz “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların incinmediği insandır.” diye buyurmuşlardır. Oysaki, Umumi bir ortamda sigara içen kişi başkalarına da zarar vermektedir.
Ayrıca tütün kullanımı kişinin maddi kaybına da yol açan bir İsraf yani malı boş yere harcama yöntemlerinden biridir. Oysa Kur'an'da, "Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz" (el-A`râf 7/31) buyurulmuş, Resûl-i Ekrem de daima mutedil, ölçülü davranmayı emretmiş, malın boşa harcanmasını yasaklamıştır. Harcama yapan kişinin zengin olması da tütün kullanımının zararlı bir alışkanlık olması münasebetiyle bu harcamanın israf olmasını önlemez.
Yine İslamiyet’te; aile reisi erkekler tarafından, eşinin, çocuklarının ve diğer ihtiyaç sahibi aile fertlerinin nafakalarının karşılanması yükümlülüğü bulunmaktadır. Böyle bir malî yükümlülük altında bulunan kimselerin nafaka yükümlülüğünü aksatacak şekilde sigaraya para vermesi de dinî olduğu kadar insanî ve ahlâkî açıdan da kabul edilemez bir durumdur.
Zarar verirken kişi ve zaman ayırt etmeyen tütün mamulleri Ramazan ayında daha da vahim sonuçlara sebep olabilmektedirler. Tüm gün sigara içilmemesinin ardından iftar sonrası, tütün ürünü kullanan kişilerde kanda aniden nikotin ve karbonmonoksit düzeyinde yükselme olur.
Bunların etkisiyle damarlarda daralma ve organlara yeterince oksijen taşınamaması gibi sonuçların yanı sıra tansiyon yükselmesi ve beyin kanaması riski de artar. beyin nikotin tarafından hızla uyarılır, baş dönmesi, gözlerde kararma, bulantı, odaklanamama gibi sorunlar husule gelir.
Müslümanlar için maddi manevi kendini tartma ve doğrulara yönelerek kazanç edinme açısından büyük değer ve fırsat arzeden ramazan ayı kendimize olduğu kadar tüm canlılara zarar veren tütün bağımlılığından kurtulmak için en uygun zamandır.
Oruç nedeniyle uzun süre sigara içmeden kalabilmek bırakmaya çalışanları iftar sonrasında da içmeme konusunda cesaretlendirir. Bu cesaret ve kendine güven başarılı sonuç almanın anahtarıdır.
Uzun zaman sabırla inancının gereği olarak yemeden içmeden kalabilen insan, bağımlılık yapıcı madde olan sigarayı, rızıkla nimetlendirildiğimiz iftar saatinden sonrada içmemeye niyet ve azm ederek, nefsin emrini yerine getirip sigara içmektense Rabbinin verdiği emanete sağlığına kolaylıkla sahip çıkabilir. Böylelikle nikotin alınmayan süreler ne kadar uzar ve sürekli hale gelirse sigaraya duyulan ihtiyaçta bir o kadar azalacaktır.
Sigara içen bireylerin ramazan ayında sahur ile iftar arasında sigara içmeden kalabilmelerinde Mübarek Ramazan ayınının getirdiği manevi gücü göz ardı etmeden, Ramazan ayında sigarayla ilişkilendirilebilecek birçok davranış da değişikliğe uğradığından (çay-kahve vs.) oruç tutarken sigarayı bırakmanın kolaylaşacağını da unutmamak gerekir.
Mübarek Ramazan ayı gerek ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattımıza gerekse Sigara Bırakma Polikliniklerimize, müracaat ederek bir an önce iyileşmeye başlamanın ideal zamanıdır.
Sigara bırakıldığı andan itibaren;
20. dakikada : Kan basıncı ve kalp hızı normale döner.
8. saatte : Kanda oksijen düzeyi normale döner.
24. saatte : Karbonmonoksit vücuttan atılır.
Akciğerler temizlenmeye başlar.
48. saatte : Nikotin vücutta saptanamaz.
72. saatte : Nefes almak kolaylaşır.
2-12 haftada : Dolaşım düzelir.
3-9 ayda : Nefes darlığı ve öksürük azalır.
5. Yılda : Kalp krizi riski yarıya iner.
10. Yılda :Kalp krizi riski sigara içmeyenlerle eşitlenir ve akciğer kanseri riski yarıya iner.
Bu sebeple sigara kullanımının bırakıldığı andan itibaren sağlık açısından vücutta oluşturduğu risklerde gerilemenin başladığı da akıldan çıkarılmayarak en yakın zamanda zararın neresinden dönülse kârdır diyerek sigara bırakılmalıdır.
Sigarayı bırakmaya karar verdiğiniz andan itibaren bizler sizin yanınızdayız ve karşılaşacağınız zorlukları birlikte aşmaya hazırız.